Feeds:
Yazılar
Yorumlar

Archive for Temmuz 2011

Sizin Engeliniz Ne?

Read Full Post »

14.02.05

Mutlu gezegenine gitmeye karar verdik. Sözkonusu gezegenin (205’de değil de) 256 numarada olduğu kafama nasıl kazınmış? Bu kadar inattan sonra kendimizi Liossion Sokağında bir taksi durağının önünde bulmamız şaşırtıcı değildi.  Panayiota için zordu. Nicholas’la slalom yapmak kolay değildi: otobüslerden, çukurlardan ve dar kaldırımlardan kaçınmak ve kaybolmamak için numaralara dikkat etmek zorundaydı. (daha…)

Read Full Post »

01.03.05

Berbat bir ses duyduğumuzda arabayla sadece birkaç metre gidebilmiştik. Bir şey arabanın arkasına sürünmüş, asfaltı tırmalamış ve bizi ilerlemekten alıkoymuş gibiydi. Önce bir çöp konteynırını, trafik levhasını veya onun gibi büyük bir şeyi sürükledik sandım, hatta öyle büyük bir şeydi ki gecenin bir yarısı büyük bir gürültü koparmıştı. Dimitris ne olduğuna, nasıl olduğuna bakmak için çıktı. Hafifçe gaz pedalına bastı ve berelenmiş biri gibi sokakta kaydı. Yedek lastik metal yerinden gevşediğini ve böyle sokağa sürüklenmiş olduğunu anladı. Ceketini çıkardı, kollarını sıvadı ve elleri pislikten kararıncaya kadar arabanın altında karanlığı taradı. Metal şeyi bağlamak için bir parça ipe ihtiyacı vardı. (daha…)

Read Full Post »

Vivi tekrar trajik olmamı istedi. Sesimdeki hem dramatik hem de dolaysız tonu bulmamı istedi. Sesimin bu tonundan çok etkilendiğini söyledi. Buna inanırım. Bana benzeyen ama benim gibi olmayan bir adamın rolünü oynadım. Derin bir üzüntü duyabilmek için dünyadaki tüm işkenceleri düşündüm. Bugün aynı şeyi yapamıyorum. Geçen seferki ve bugünün provaları arasındaki farkı anlayıp anlamadığımı sordu. Anladım ki akortsuz kişiler yanlış notasını anlıyor ama nasıl düzelteceğini bilmiyor. (daha…)

Read Full Post »

Nicholas Perdikares’ın Nefeli Laparidou tarafından İngilizceye çevrilmiş blogundan Türkçeye çevrilmiştir. 1979 Atina doğmuş ve orada yaşıyor. Atina Üniversitesinde doktora öğrencisidir. Beyin felci (cerebral palsy) ile doğmuştur. Bir sakat olarak günlük yaşam deneyimini paylaştığı blogunu 2005’te güncellemeyi çeşitli nedenlerden dolayı bırakmıştır. 

Ben satakım. Evet gözleriniz doğru görüyor. Birkaç saat önce Goudi Olimpiyat Stadındaki güvenlik beni böyle çağırdı. Bay Weber’in ünlü müzikali “Cats”’in oynanacağı yerden bahsediyoruz.  Kedi avcısı bir sofu olmama ve müzikallerden pek hoşlanmama rağmen bu muhteşem gösteriyi seyretmeye karar verdim, ne de olsa neredeyse tüm Atina seyredecekti. (daha…)

Read Full Post »

Best Buddies-En İyi Arkadaşlar, tüm dünyada zihinsel ve gelişim engellilerle, engelsizlere arkadaşlık sağlayan bir proje. 49 ülkede 22 yıldır aralıksız süren projeye Mart ayında Türkiye de 50’inci ülke olarak katıldı. Best Buddies Türkiye’den iki çift arkadaş bizim için bir araya geldi ve engelsiz arkadaşlıklarını anlattı.  

Best Buddies projesi 1989’da, Amerikalı meşhur Kennedy ailesinden mental rahatsızlığı olan biri için, Anthony Kennedy Schriver (46) tarafından kuruldu. Amaç, zihinsel ve gelişim engelli kişilerle, engelsiz insanların bir araya gelip arkadaşlık etmeleri ve engellileri ailelerinin ve yakın çevresinin dışında; hiç tanımadıkları yepyeni kişilerle tanıştırmaktı. (daha…)

Read Full Post »

Devletin Çocuğu Devletin Eliyle Fuhuş Batağına Sürükleniyor.,Yetiştirme Yurtlarına Bırakılan Kimsesiz “Devlet Çocuğu” denen Yetim Çocuklara Devlet Bu Şekildemi Sahip Çıkıyor ?

Konya Erkek Yetiştirme Yurduna verilen Erkek Çocuğu H.M Yurtta kaldığı süre içerisinde  Yurt içerisinden Tacizlere Maruz kaldı ve  Psikolojik Sorunlar yaşamaya başladı.. (daha…)

Read Full Post »

Rahat Batması

Ayaklarımın dibinde yalanan kedimle balkonda oturuyoruz, hava biraz serin bu akşam, sıcağa tutkun biri olarak, rüzgarla birlikte bazen hafifçe ürperiyorum. Bu yüzden midir nedir bir şey farkettim; hayatımda ki herşey yolunda, hatta fazlasıyla, hiç olmadığı kadar yolunda. Evet sırf bu yüzden huzursuzum.

Yeni bir döneme mi girdim? Bu kadar ”sorunsuz” olmaya alışık olmadığım için mi? Bazı şeyleri büyütmeyip sorun haline getirmemeyi mi öğrendim? Hiç birinin cevabını bilmiyorum, açıkçası bir cevap gerekiyor mu onu da bilmiyorum.

Kendimi hiç bir anlamda gizlememin gerekmediği bir iş ortamım var. Ne eşcinselliğim ne de engelim sorun oluyor. Yeni birileriyle tanışıyorum (ki hayatımın her döneminde tanışıyordum zaten), ama sanırım yukarıdaki sorunların cevabı şu; yanımda birilerini aramıyorum, gerçekten herhangi birine ihtiyaç ve gereklilik duymuyorum bu da beni kendi içimde barışık ve huzurlu kılıyor. Yani ”olsa da olur olmasa da” durumu.

Tabii bu kesinlikle ”nasıl olsa kimse yok bari kendimle barışayım” sonucu değil, yeni insanlarla tanışınca ve gayette güzel anlaşıp zaman geçirince farkettim zaten böyle hissettiğimi. Ve bence çok güzel birşey bu çünkü böyle hissedince iletişimlerimde ihtiyaç gereği değil tamamiyle kendiliğindenlikle gerçekleşmiş oluyor.

İnsan 30 yaşına gelince hayatı ve ayrıntılarını asileşmeden, kavgalara tutuşmadan soğukkanlılıkla sorgulamayı öğreniyor belki de : ).

Ama tabii bu dediklerimden ortalıkta mutluluk kelebeği gibi dolandığım, sürekli gülücükler saçtığım çıkarılmasın. Sadece kendimi keskin dişli ot biçme makinesi gibi değil de, halı dokuma makinesi gibi didikliyorum artık 🙂

Read Full Post »

Yavaş Seks

 

Biz, “Hayat seksten ibaret midir, değil midir” diye tartışaduralım, Amerika’daki ‘yavaş seks’ hareketi meydan okuyor: “Yaşadığınız orgazm neyse, hayatınız odur!”

Hareketin önderi Nicole Daedone, 40’lı yaşlarında bir Amerikalı. 7 yıl önce kurduğu ‘OneTaste’de kadınlara nasıl orgazm olacaklarını öğretiyor. Cinsel terapist değil. Tıp ya da psikoloji eğitimi almamış. Budizm’e meraklı ve meditatif taktikleri var. 15 dakikada ‘orgazm ve ötesi’ni vaat ettiği yönteminin adı ‘Orgazmik Meditasyon’ (OMing).  (daha…)

Read Full Post »